Ev tekstili sektörü her daim canlıdır ve devamlıdır. Hızlı tüketim sektörü içerisinde değildir ve bu sebeple ürünlerin kalitesi ve kullanım ömrünün uzun olması müşteri için çok önemlidir. Satış esnasında müşteri bizi memnun eder fakat müşteri hem satış esnasında fiyat olarak memnun olmalı hem de satış sonrası kullanımda uzun ömürlü ürün kullanımı ile memnun olmalıdır. Satış esnasında ve satış sonrasında müşteri memnuniyeti yüksek olan ürünleri mağazana taşıyarak çift taraflı memnuniyet yaşamak istersen doğru adrese geldin.
Kahvenin elbette ki mevsimi olmaz, çünkü kahve yudumlamak kimi zaman yorgunluğumuzu alırken, kimi zaman daha çok çalışıp uykumuzu kaçırsın diye tükettiğimiz, en çokta arkadaş ortamlarında veya yalnızlığımıza eşlik etsin diye sarıldığımız sıcaklıktır. Kahve ile aramızda kurduğumuz bağ, basit görünse de bir o kadar da anlamlıdır aslında. Peki siz bu anlamlılığı battaniye eşliğinde yapmayı sevenlerden misiniz yoksa hareket halindeyken tüketenlerden mi? Eğer battaniyenize bürünüp, fincanız elinizde ise bu yazıyı sizler için yazmış bulunuyoruz.
Çoğu çift balayı zamanlarını yaz mevsimi olarak tercih etse de, sonbaharda da birbirinden güzel ve görülmeye değer pek çok rota vardır. Hem hava şartlarındaki iyileşmelerin olması hem de daha sakin ve huzuru tercih eden çiftlerin tatili kesinlikle sonbaharda olmalıdır. Sonbaharda yapılan her aktivite insana huzur verir. Bunaltıcı sıcaklardan kaçıp, sonbaharın romantik atmosferinde balayınızı gerçekleştirmek kesinlikle mantıklı bir fikirdir. Yaprakların sağa sola savrulmuş hali, turuncunun ve kahverenginin doğa üzerinde hâkimiyet kurmaya başlaması, ara sıra esen insanın içine minicik bir ürperti serpiştiren meltemleri ile balayınızı gerçekleştirebilirsiniz.
Ağustos ayından başlanarak, sonbaharın ilk zamanlarına kadar süren kış hazırlıkları için, hemen hemen herkes ufakta olsa hazırlıklar yapmaya başlamıştır. Kışın tüketmemiz için özenle ve titizlikle uğraştığımız gıda hazırlıkları yorgunluk yaratsa da, sonunda zafer kazanmış hissi vermektedir. İşte bu his tüm yorgunlukları alıp götürür. Tıpkı her şey de olduğu gibi. Peki, mutfağımız için yaptığımız bu hazırlıkları, evimizin diğer alanları için de yapmaya başladık mı?
Retro kelime anlamı olarak “geçmişe aitlik, geriye dönüş” anlamlarını içermektedir. Retro başlı başına bir akım olup, 1960 ve 1970’li yıllara damgasını vurmuştur. Bu dönemde kalın çerçeveli gözlükler, fırfırlı ve puantiyeli kıyafetler, yüksek bel pantolonlar ve kendini her anlamda belli eden tüm objeler, günümüzde Retro olarak tanımlanmaktadır. Son zamanlarda da başta moda sektörü olmak üzere, daha birçok sektörde Retro akımı yeniden baş gösterip, canlanmaya başlamıştır. Yeni olan her şeyi hızlı bir şekilde tüketip, hep farklı arayışlar içinde olan büyük bir kitlenin varlığı ve gücü, Retro akımını tekrardan gündeme getirmeye yetmiştir.
Sonbahar denildiği zaman yitip giden yaz mevsimi ve sararan yaprakların etrafımızı sarması gibi içinde hem hüzün hem de güzellikler barındıran duygular çağrışım yapar. Ancak sonbaharı şu önümüzdeki iki ayın daha tadına vararak yaşamakta yarar vardır. Çünkü sonbaharı hüzün olarak algılamak yerine onun bize sunduğu renklere kapılıp, hayata katılmak her zaman daha iyi olacaktır. Bu durum ruhumuza da bedenimize de ayrı ayrı pozitiflik getirecektir. Sonbaharın coşkusuyla doğanın bize sunduğu renkleri yaşamımıza dâhil etmeye çabalarsak, şüphesiz şu üç renk tonu olmazsa olmazlarımızdan olacaktır; Yeşil, Turuncu ve Sarı…
Güzel ve içimizi ısıtan dopdolu bir yaz mevsiminden sonra, sonbahara girmiş bulunuyoruz. Eylül ayının o mayhoş eden güzelliği, tatlı tatlı esen meltemleri, insanı kendine hayran bırakan renklere bürünmüş tabiatı ile sonbahar hemen hemen hepimizin sevdiği mevsimler arasındadır. Yemyeşil bitki örtüsü yavaş yavaş kendisini ele verir. Turuncu, sarı ve toprak renklerinin bin bir çeşidinin bu mevsimde barınması sonbaharı özel kılan önemli sebeplerdendir. Tabiat ananın bizlere sunduğu bu şöleni ise keyifle izlerken elbette battaniyelerimizi de yanımıza almayı unutmuyoruz.
Blog yazılarımızda kışı selamladık, bahara hoş geldin dedik, yazın tadına vardık şimdi de sonbaharı karşılamaya hazırlanıyoruz. Yaz mevsiminden sonbahara geçerken yaşayacağımız mevsim geçişi durumunu ise, hemen hemen hayatımızın tüm alanında hissedeceğiz. Başta ruh halimizdeki değişimler, insanlarla iletişimimizdeki değişimler, gardolabımızdaki değişimler ve değişimlerin en haz verenlerinden biri olan; Mekânlarımızdaki değişimler ile iç içe olacağımız hiç şüphesiz kaçınılmaz olacaktır. Değişimler yeniden doğuş hissettirir bazı zamanlar ne kadar zor gelse de zaman geçtikçe iyi hissettirir. Bu değişim kelimesini çoğumuz “edinilen alışkanlıkların terk edilmesi” olarak algılayarak, negatif anlam yüklemeleri yapabilir.