Malum, beklediğimiz sıcaklıklara bu hafta itibari ile kavuşmuş bulunuyoruz. Birçoğumuz bu kış, soğukların gereğinden fazla sürmesinden şikâyetçi olduk, durduk. Sürekli kapalı ortamlarda vakit geçirmekte, ruh halimizi bir hayli olumsuz etkiledi. Havaların ısınmasıyla, güneşin tüm samimiyetiyle gülümsemesiyle, yeşilliklerin bizlere göz kırpmasıyla, son soluğumuzu dışarıda almış bulunduk. Ancak havaların ısınması başlarda sürekli dışarıda bulunma isteğimizi kamçılasa da, özellikle akşamları kendimizi dinlemek istediğimiz zamanlarda, kendimize özel alanlar yaratmanın peşine düşeriz.

   Pazar günü hiç şüphesiz, anneliği hak etmiş tüm güzel anneler için anlamlı bir gün olacaktır. Annelik sıfatına nail olan annelerimiz için, o tatlı telaş günler öncesinden başlamıştır belki de. Böylece annelerimizi en çok ne mutlu eder en fazla ne tebessüm ettirir? gibi sorulara yanıt bulmak da, biz evlatlara düşmüştür.

   Minimalizm akımı öncelikle kendini müzik ve sanat alanlarında göstererek ortaya çıkmıştır. Daha sonraları ise, bu akım her alana yayılarak varlığını geniş bir yelpazede sürdürmeye devam etmiştir. Minimalizmin özü, sadecilik olarak açıklanmaktadır. Zaten insanların bu akımı hızlı bir şekilde benimsemesinin sebeplerinden biri de sadeliğin hayatımızı ne kadar huzurlu ve dingin kıldığıdır. Hele ki, yoğun bir iş temponuz varsa, büyük şehirlerde yaşıyorsanız ve her gününüz birbirini kovalayarak geçiyorsa minimalizm akımını benimsemek oldukça rahatlatıcı olabilmektedir

   Bahar mevsiminin gelmesiyle, düğün davetleri haberlerini de bir bir almaya başladık. Kendimizce tatlı telaşlara düşüp, ne giymeliyiz? Neyi nereden almalıyız? gibi soruların peşine düşer olduk. Tabii ki bu küçük ama eğlenceli telaşların daha çok davetliler için geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Bir de düğün hazırlıklarını yapan çiftleri mercek altına alırsak, stresin olduğu ve her şeyi mükemmel yapma çabasına girdikleri bir dönemde bulunduklarını söylersek yanılmış olmayız.

   Günümüzün şartları gereği, hayatlarımız eskiye göre daha hareketli ve hızlıdır. Bunun temel sebebi de sürekli zamanla yarışıyor halde olup, daima bir şeyleri yetiştirme telaşımızdandır. Zaman ile yarışa girdiğimiz bu dönemde, sadece bilgisayar başında halletmemiz gereken işler ile ya da masa başında düzenlememiz gereken dosyalarla mücadele etmiyoruz. İş hayatımız dışında da bir yaşam alanımız olan evimize de zaman ayırarak, mücadelemize bir madde daha ekliyoruz.

   Hediye paketi kelimesini telaffuz ettiğinizde bile içinizde küçük bir heyecan, yüzünüzde tatlı bir tebessüm oluşuyor mu? ya da aldığınız bir ürüne “Hediye paketi yapar mısınız?” cümlesini eklerken, hediye aldığınız kişinin ne kadar mutlu olacağını tahmin edip, siz daha çok mutlu oluyor musunuz? İşte bu küçük ama huzur veren mutlulukların tek sebebi, hediye paketlerinin göz alıcı ve kişiyi özel hissettirecek kadar sihirli olmasıdır.

   İlkbaharı iliklerimize kadar hissetmeye başladığımız şu günlerde, çoğu arkadaş ortamında, çiftler arasında veya iki lafın arasında en fazla geçen konu hiç şüphesiz bahar tatili olmuştur. Bu anlamda kışın rehavetini üzerimizden atıp, silkelenmemiz için en etkili meditasyon küçük bir doğa tatili olabilir. Yapacağınız doğa tatili bulunduğunuz konum ile aynı yerdeyse oldukça şanslısınız demektir.

   Mart ayını uğurlamaya hazırlandığımız bu son haftada, nisan ayına kapılarımızı sonuna kadar açmış bulunuyoruz. Güneşli günler, yeşillikler, dallarında küçük tomurcuk açan ağaçlar ve baharın habercisi olan tüm doğal güzellikleri sabırsızlıkla bekliyoruz. Doğa bizlere görsel şölenini hazırlarken, bizlerde evlerimizi bahara hazırlıyoruz. Bahar temizliği ile kışın kasvetli havasını da evimizden severek ve isteyerek uzaklaştırıyoruz.