Kış Masalları

   Halk anonimi olarak bilinen masallar; içinde olağanüstü kahramanlar ve yaşanması neredeyse mümkün olmayan olaylar barındıran bir tür halk öyküsüdür. Bu halk öykülerini büyüklerimiz çocuklarına ve torunlarına anlatmış, bu döngü nesilden nesle devam etmiştir. Bugünlere kadar gelen bu masal silsilesi kültürümüzün yapı taşı olmuştur.

   Özellikle kışın, kış mevsiminde yaşandığı zamanlarda yani soğuğun daha çetrefilli olduğu “boyumuza kadar kar” deyiminin ortaya çıktığı günlerde kış masalları daha özel hale gelmiştir. Soğuğun etkisiyle dışarıdaki hayatın durması, çocukları eve hapseden karın varlığı gibi sebepler, büyüklerimizin torunlarına anlattıkları kış masallarıyla bezenmiştir. Böylece ninelerimiz bir taraftan battaniyelerini örerken, bir taraftan da birbirinden güzel masallar anlatmıştır. Her çocuğunun mutlaka yorganın altına girerek dinlediği, sobayla ısınarak veya battaniyeye sarılarak mest olduğu birçok masal vardır. Bu masallar efsaneleşip, hayatımızdan bir parça olmuştur. Hatta birçok deyim de bu masallar sayesinde günümüze kadar gelmiştir. Örneğin; “Kırmızı Kar Yağması” deyimi, masallarla vücut bulmuştur. Dilemesini çok istediğiniz bir isteğiniz varsa ama bunu imkânsız görüyorsanız şu cümleyi kurmanız kaçınılmaz oluyor; “Benim bu dileğim ancak kırmızı kar yağınca olur.” Başka bir deyim ise; “Al kiraz üstüne kar yağmış.” Bu deyimin açıklaması da beklenilmeyen şeylerin olabileceği anlamında kullanılmıştır. Bunun gibi olması imkânsız olayların masallarda yer alması kaçınılmaz olmuştur.

   Kış masallarının yanında, o masalları nerede ne şekilde dinliyor olmanız da  anılarınız için değerlidir. Kimi evde yakılan bir ateşin başında ısınarak dinlerken, kimi masalı anlatan büyüğüne sevgiyle sarılmıştır. Kimi ise battaniyenin sıcaklığı ile masalların sıcaklığını aynı anda yaşamıştır. Hatta yanı başınızda örgüsünü elinden düşürmeyen bir büyüğünüz kalın kalın kazaklar veya battaniyeler de örüyor olabilir. Tabii ki masal dinlerken her zaman sessiz bir ortam olduğunu söyleyemeyiz. Çocukların çoğu yorganın altında kıkırdarken, diğerleri de battaniyesine sarılıp, türlü oyunlar yaparak diğer dinleyicilerin dikkatini dağıtıyor olabilir.  İşte bu küçük anlar, büyüdüğünüzde sizde unutulmaz anılar olarak yerini alabiliyor.

   Şunu da belirtmemizde fayda vardır. Her çocuk masal dinlemeyi sevmeyebilir. Bu masallar onların dünyasında canlanamayabilir veya heyecan verici olmayabilir. İşte bu aşamada sizin marifetlerinizi sergileyip, masalları eğlenceli hale getirmek de siz büyüklere düşmektedir. Masallarınıza ortak olacak objeleri şu şekilde sıralayabiliriz. Renkli ve sıcacık bir battaniye, harika bir başucu lambası ve günün yorgunluğundan uzak kalabilmiş enerjik bir ses tonudur.

   Sonuç olarak; kış masalları her çocuğun dünyasına dokunmakla kalmayıp, onların hayal dünyalarına da ulaşmıştır. Bugün hayal gücünü kullanarak güzel işler başaran birçok insanın, geçmişte dinlediği masalların gücünden beslendiğini söyleyebiliriz. Böylece karı ve kışı en fazla yaşayan ülkelerden çıkan kış masalları, her eve konuk olmayı başarmıştır. Çoğu bu konuğu yorganı, yastığı, battaniyesiyle ağırlamış ve uykusuyla birlikte de uğurlamıştır.