Ev Tekstilinde Desenlerin Dili

   Ev tekstili gibi geniş bir yelpazeye sahip sektörde, ürünlerin çeşitliliği ne kadar etkili ve önemli ise, desenlerin güzelliği de bir o kadar önemlidir. Her ne kadar hem renklerin büyüsüne kapılıp, hem de alacağımız ürünlerin çeşitliliği bizi kendine çekse de, desenlerin de bu sektörde oynadığı rolü es geçemeyiz.

   Desenlerin kullandığımız kilimlerde, nevresimlerde ve battaniyelerde ve daha sayamayacağımız pek çok ev tekstili ürünlerinde mevcut olması rastgele çalışılan bir şey değildir. Desen konusu tamamen tarihsel köklere sahip olan ve önemli bir süreçten geçerek bugünlere ulaşan, adeta kendi içinde öyküler yazan kişiliğe sahiptir. Bu bağlamda desenlere kişi gözüyle bakabiliriz çünkü desenlerin bizlere vermek istediği mesajlar oldukça anlam yüklüdür. Öncelikle kilimlerde konuşmaya başlayan desenlerimiz, Türk motifleri açısından da kültürümüze unutulmayacak bir imza atmıştır. Evlenmek isteyen genç kızların duygularını, dokudukları kilim desenlerine yansıtarak mesaj vermesi, ata erkil bir toplumda yaşadığımızı simgeleyen desenlerin kilimlerde vücut bulması, birlik ve beraberliği temsil eden aile kavramını desenlere dokuyan emektar ellerin olması ve daha sayamayacağımız birçok desenin dokunarak dile geldiğini söyleyebiliriz. Peki dokuma tezgahlarından, dijital baskı alanlarına kadar varlığını devam ettirip, bizlere kendini hissettiren desenlerimizi yakından tanımaya ne dersiniz? Bukağı motifi ile başlayabiliriz. Kolları iç içe geçmiş olan bu desen, toplumun önemli birimi olan aileyi temsil etmektedir. Bereket motifi ise içerisinde, hem aile hem ana baba anlamına gelen simgeleri barındırmaktadır. Saç bağı motifi ise, evlenmek isteyen genç kızların kilimlerine dokudukları anlamlı bir desendir. Muska motifine gelince, kötü enerjilerden arınmak ve evlerine iyi gözle bakan insanların misafir olmasını isteyen kişilerin duygularına tercümanlık yapmıştır. Sandık motifi ise, genç kızların çeyizinde bulunması gereken kilimlerin üzerine dokunmuş ilmek ilmek işlenmiş bir kilim desenidir. Dokuma tezgahlarından günümüze kadar uzanan bu değerli desenleri, teknolojinin son harikası olan makinelerde de görmemiz mümkündür. Çünkü bugün varlığını idame ettiren bu desenlerin, toplumumuzla yüzyıllara dayanan bir muhabbeti vardır. Bu muhabbet dile gelmiştir ve dillendikçe kilimlere dokunmuş, dokundukça evlerimize, mekânlarımıza konuk olmuştur. Son olaraksa, bizi biz yapan kültürel bir değer haline gelmeyi başarmıştır.

Desenlerin dili, sadece kilimlerde konuşmakla kalmamıştır. Battaniyelere de sirayet etmiş, hatta günümüzde nevresimlere yapılan dijital baskılar ile de konuşmaya devam etmiştir. Renklerin güzelliği ve desenlerin anlamı birleşince, ev tekstilinin de kendi içinde başlı başına bir kültüre sahip olduğunu söyleyebiliriz. Hem evimizi hem kullanım alanlarımızı şölene çeviren bu desenler, günden güne farklılaşarak bizleri etkisi altına almayı başarmaktadır. Kadınların aksesuar ve giyim sektöründen sonra, alışveriş yapmayı en fazla sevdiği alanın ev tekstili olması ise, bu bağlamda tesadüf değildir. Böylece, desenlerin dili, renklerin etkisi daim oldukça, ev tekstili de her zaman gözde bir sektör olmayı başaracaktır.